30 Kasım 2010 Salı

KARŞILIKSIZSIN SEVGİLİ KARŞILIKSIZ



Karşılıksız aşk belki de sahte peygambere inanmak gibi birşey
Neye inanmak istiyorsan ona inanırsın
Sen şekillendirirsin
Sen büyütürsün beslersin aşkı
Gecene gündüzüne onu katarsın
Gözlerinin içinde boğulur kalırsın
Sen onun aklına hiç gelmezken
O senin aklından hiç gitmez
Bazen ağlarsın içten içte
Canın sıkılır yine de isyan edemezsin
Bu aşkı sen seçtin sonuçta
Belki de aşkın karşılığını beklemek bencilliktir
Karşılık beklemeden seversin
Ümit edersin, olmazsa da sevmekten vazgeçmezsin
Belki bir sevgilisi olur
Yine de bağırıp çağırmaya hakkın yoktur
Sen sadece seversin
İçten ve samimi...
Gecenin bir vakti yatağa girersin
Gözlerini kaparsın gözünün önüne gelir
Sonra da ardı ardına gözlere yaşlar gelir
Aslına bakarsanız karşılıksız aşk;
En ağır AŞKtır.
Ne başı bellidir ne sonu
Ne başlamıştır ne de bitmiş
Ortalarda bir yerlerdedir
Ne birleşme vardır ne de ayrılık
Tek yaptığın eylem "sevmekten" ibarettir
Seversin,seversin,seversin
Bir de o aşkın üzerine yazılar yazarsın
Sonra da oturur ağlarsın
Ağlama! Bak ben ağlıyor muyum?!
Evet ağlıyorum...
Ağlama,ağlama...
Sevmiyorsa sevmiyor
Dünyanın sonu değil ya...
Hem şairin de dediği gibi
Daha öncekiler gibi bu da biter
Bite bite ben de biterim olur biter
Bitmese en iyisi tabi...
Başlamamış bir aşk biter mi ki?
Tek kişilik yaşanan ne?Aşk mı ki?
Tek kişilik çift kişilik aşk diye 2'ye ayrılıyor sanırım
Tıpkı yatak gibi yani..
O halde doğrudur aşk eşittir yatak mentalitesi
Aşk eşittir yatak ise yatak eşittir yalandır
O halde AŞK DA YALANDIR...
Şimdi kulağımda bir şarkı dolanır
"Yalandan da olsa ne güzel güldün bu "sabah" bana"...

Platonik Karabuğday

25 Kasım 2010 Perşembe

SEVİYORUM


Onu seyrettim bugün
Gözlerim doldu
O kadar tatlıydı ki
Tutamadım kendimi ağladım
Kimseler görmeden gizli gizli
O ise dünyadan bihaber..
Nereden bilecek ona böyle delice tutkumu
Birşey anlatamıyorum,tutuldum
Kelimelerin bittiği yerdeyim

20 Kasım 2010 Cumartesi

GİZLİ SAKLI SEVDA



Seni sevmek nedir biliyor musun?
Seni sevmek ellerini tutmak istemek
Öpmek istemek
Yüzüne, saçına dokunmak istemek
İstemenin ötesine geçememek

Çığlık çığlığa susmak seni sevmek
Sessiz harflerle svyrm’lara boğulmak
İtiraf edememek utanmak, kaybetmekten korkmak
Sevgini dilsiz,sessiz haykırmak seni sevmek

Seni sevmek sana sensiz platonik aşk beslemek
İçinde tohumlarını yeşertmek
Filizler açtırıp büyüdüğünü seyretmek
Yinede iki kelimeyi dilinin ucuna getirememek

Seni sevmek seni görünce yolunu değiştirmek
Heyecanlanmak, eli ayağına dolanmak
Yolunu değiştirdiğine anlam veremeden dönüp önünden geçmek
Çekindiğinden kafanı kaldırıp yine de sana bakamamak

Seni sevmek seni senden habersiz sevmek
Papatya fallarındaki “seviyor”larla umutlanmak
Kahve fallarında adının baş harfini aramak
Acaba “o da seviyor mu” lara dalmak

Seni sevmek aslında seni değil güneşi sevmektir
Çok severken yaklaşamamak
Yaklaştıkça yanmaktan korkmak
Yanacağını bile bile bağlanmak…

Nupelda KARABUĞDAY