9 Şubat 2011 Çarşamba

YÜZDELİK SEÇİMLER

İnsan hayatında üzüntünün de mutluluk gibi haddi yok. Çevre değişiyor, insanlar değişiyor, hobiler ve fobiler değişiyor kısacası hayat değişiyor, değişmeyen tek şey değişimin kendisi diye boşa dememişler. Hayatımızı çoğu zaman sorguluyoruz, verdiğimiz kararların üzüntü anında yanlış olduğunu düşünerek boşluğa girebiliyoruz, mutlu olduğumuz zaman her şey süper ama bir şey ters gitmeye görsün o zaman dünyamız başımıza yıkılabiliyor, sanki dünyanın sonu!

Çeşitli şekillerle hayatımıza giren insanlar, yine farklı şekillerle hayatımızdan çıkabiliyor. Bazıları da çıkarmak isteyipte çıkaramadıklarımız kategorisinde. Büyük üzüntüleri yaratanları genelde sahipleniyor kalp ya da uzak olanı… Uzak olan mı dedik, keşke uzaklıklar olmasaydı dediğiniz anınız oldu mu hiç? Uzaktır, görmek istersin ve dokunmak ama dedim ya uzaktır işte, yakın olsa her şeyin daha farklı olduğunu düşünürsün bir tercih yapmak zorunda bırakılırsın ya uzağı kabul etmelisin ya da hiçbir şey yokmuş gibi hayatına devam etmelisin.. İki arada bir derede kalırsın ve genelde sevgi ağır basar, “uzak bile olsa hayatımın bir yerinde olması güzeldir” diyerek açarsın kalbini. Oysaki bir de madalyonun diğer yüzü vardır hani şu genelde görünmeyen taraf veya siz buna klişe bir şekilde perdenin arkası da diyebilirsiniz. Perdenin arkasına genelde dikkat edilmez edilse dahi özellikle dikkat edilmeyen bir şey vardır ki ihtimallerin yüzdeliği. Hayatta verdiğimiz kararlardan çok elediğimiz konular soru işareti olarak kalır aklımızda, verdiğimiz kararların bize verdiği üzüntü anında ise ikinci plana attığımız seçim beynimizi daha çok kemirmeye başlar.”Ya onu seçseydim?” dersin “acaba o zaman her şey daha mı farklı olacaktı?” Seçimlerde her zaman arka plana atılanlar üzüntü sebebi olmuştur insan ne yaparsa yapsın seçemediği her zaman aklını kurcalayacaktır.


Hayatımızdaki cevaplanması gereken sorular kılıfına uydurulmaya çalışılan cevaplarla dolu. Kendimize sorduğumuz soruların ise zaten sorulmadan cevabı hazır. İnsan kendine genelde istediği cevabın sorusunu sorar.İç sesiyle yüzleşen insan çoğu zaman bilinçaltındaki cevapların sorularını hazırlar kendine.Realist bir yapıyla yaklaşıyor gibi görünse de duygusal bir akımın içerisinde boğulmak üzeredir.Kendisiyle savaşır insan, kendi seçimleriyle yüzleşir çoğu zaman.Bu bir serzeniştir aslında…İnsanın kendi aldığı kararların serzenişi. İçinde bulunduğu duygusal durumdan dolayı gerçekleri göz ardı eden insanın bir anda gözü açılır. Belki bu bir çöküş anıdır belki de yeni bir temelin atılma anı. (bu kişinin sarsıntısına göre değişir çoğu zaman)


Seçimlerde umduğunu bulamamak hiç kuşkusuz ki çok acıdır… Ama bu hayatta seçimlerde, yanılgılar da, üzüntüler de bizim için… Bazen yaşadığım acıları iyi ki yaşamışım diyorum, her atlattığım acı olgunluğa erişmemde bir basamak oldu. Sütten ağzı yanan falan fistan triplerine bağlamayacağım olayı, yalnız demem o ki acı gerçekten insanı olgunlaştırıyor. Acılar hep var dünyaya gözlerini açtığın ilk andan kapatacağın son ana kadar acı hep olacaktır küçük veya büyük bir şekilde kalbin ağrıyı mutlaka hissedecektir. Eğer acının şiddetini çok derinden hissetmek istemiyorsanız hayatı her şeyiyle birlikte ele alın. Mutluluk, sevinç ve başarının olduğu gibi üzüntü, keder ve kaybın olabileceğini de göz önünde bulundurun. Ve asla unutmayın ki bu hayat üzüntü ve neşesiyle, her şeyiyle size ait! Yeterki yaşamınızın kıymetini bilin, böyle kısayken yaşamlar iyisiyle, kötüyüsüyle "yaşayabildim" diyebilmeli insan...

Nupelda KARABUĞDAY

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder