7 Ocak 2010 Perşembe

SOKAK ÇOCUĞU



Sayfa no: YOK

Cilt no: YOK

Hane no: YOK

Ana adı?

Ben sokak çocuğuyum abi...Hani şu uçurtması asılı kalan çocuk


varya,bilyelerini rüyalarında unutan çocuk ve oyuncaklarını masal


kahramanlarına kaptıran çocuk,o benim işte , o benim abi...

Sahi, bir annem olmalıydı değilmi? Ben dudaklarımda sokakları


besteliyorum oysa...Sahi abi, tadı nasıldı anne sütünün? Anneler nasıl

okşar çocuklarını,anne kokusu nasıldır kimbilir? Ana ha? Bir anne


çizebilir misin benim için,karanlığın kar soğuğu parmak uçlarına bir


anne...Unutulmuş çocukların ürkek avuçlarına bir anne ve yanına beni


eklermisin abi? Tıpkı sulu boya resimlerdeki gibi sımsıcak…

Sahi abi, senin gözlerini kesmiyor değil mi bir köprünün soğuk

gergin ve karanlık bedeni …Sahi sen hiç seyrettin mi ay dedeyi bir


köprünün altından? Üşüdün mü abi kayan bir yıldıza bakarken?

abi sen, abi sen? boşver…

Gel boyat istersen ayakkabılarını ben aha, şu ayakkabıların


bağcıklarından asılıyorum yaşama,gel boyat ayakkabılarını...Boyat da

resmi çıksın dostun, düşmanın tüm kaldırımlara...

Sayfa no: yok

Cilt no: yok

Hane no: yok

Yokların varlığında tam göbek bağından yakalandın mı hiç


yalnızlığa? Sahi bir de… bir de babam olmalıydı değil mi? Baba?

Beni dövecek bir babam bile yok biliyor musun? Nasırlı ellerinde


şefkat arayacağım bir insan...Kim bilir bayramda neler alır babalar


çocuklarına...Unutmuşum ! Bayramlarınızda vardı sizin öyle değil mi,

arefeleriniz…Bayramlarda temize çekilen dostluklar vardı sonra,

oysa ben kırık dökük ıslıklar ısmarlıyorum güneşe ve mehtaba…

Yankısız, bestelenmemiş ve bestelenmeyecek serseri ıslıklar…

Bir babam olsaydı belki yeterdi, çocuk olurdum eskisi gibi,

şımarırdım öylesine...Boşver abi, kimin neyine bayram kimin neyine


hediye, baba kimin neyine abi...

Sahi senin düşlerin vardır söylesene, göremediğin rüyanın düşünü

kurar mısın? Ahmet, bir düş görmüş geçenlerde yorgun ve geç gelen bir

gecede utanırken anlattı, anlatırken utandı...Bir ip bağlamış gök

kuşağına “bak ana uçurtmamı gördün mü,ya uçurtmamın gölgesinde


bilye oynayan çocukları?” Ahmetin düşü işte…

Bana düşlerini kiralar mısın abi,bedava boyarım ayakkabılarını

bana düşlerini, düşlerini abi, boşver…

Bak iyi parlayacak bu ayakkabılar,en parlak ayakkabılarınla


yürüyeceksin yaşama...Sen düşünme, sokaklar düşünsün beni,

gazete manşetleri, 3. sayfa haberleri düşünsün...

İsimsiz bir damla gözyaşı düşünsün,sen beni düşünme, düşünme


be abi...Nasıl olsa ben olmayan ayakkabılarımın sıcaklığıyla basıyorum

tüm kaldırımlara…

Olmasa da annesi babası sokakların,sokak çocuğuyum işte

ben sokak çocuğuyum...

Kazanılmadan kaybedilmiş bir geleceğin herhangi bir yerinde

ben sokak çocuğuyum abi...

Hani şu uçurtması gökyüzünde asılı kalan,oyuncaklarını masal


kahramanlarına çaldıran çocuk var ya,işte o benim...

O benim abi,o benim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder